Neredeyse fotoğraf makinasının ilk günlerinden beri “sokak fotoğrafçılığı” insanların ilgisini
çeken bir görsel üretim metodu olarak kendini ortaya koymaktadır. Zaman içinde dönemsel iniş
ve çıkışlarına rağmen süregelmiş ve yaşamaya devam etmiştir. Son ve en etkileyici çıkışını ise
dijital fotoğraf makinalarının yaygınlaşmasıyla yapmıştır.

Hala birçok fotoğrafçı için, birilerinin hiç tanımadığı insanları fotoğraflamasının arkasındaki
sebep merak konusu olmakta, biraz garip hatta yersiz gelmektedir. Bu sebeple öncelikle bu
fotoğraf türünün önce tanımını yapıp sonrasında da fotoğrafçıyı sokakta üretim yapma
konusunda motive eden sebeplere bakmakta fayda olacaktır.

En yüzeysel tanımıyla kamusal alan olarak tanımlı sokakta çekilen her fotoğraf sokak
fotoğrafıdır. Bu tanımın yüzeyselliği bir giriş pratiği şeklinde olmakla beraber derin tanımını
sokak fotoğrafçısının kim olduğu ve onu sokakta fotoğraf çekmeye yönelten sebeplerde aramak
daha doğru olacaktır. Sokak fotoğrafçılığında -genellikle- sıradan insanların gündelik hayatlarına
devam etmesi söz konusudur. Dürüst bir yaklaşımla, sokak fotoğrafçılığının temel değeri asla
kurgu olmamasıdır; bu yönüyle “pazarlık edilemez”. Çünkü en güçlü olduğu nokta, hatta ruhu;
“gerçek” olmasına dayanmaktadır.

Sokak sözcüğü bu fotoğrafçılık türünün özgünlüğünü, sokağı yansıtan tavrını ifade etmektedir.
Bununla beraber fotoğrafçının yorumuyla kötümser, keskin, sıradışı olmakla beraber aynı
zamanda yumuşak, sıcak, neşeli de olabilir. Ayrıca eğer içinde insana dair izler varsa ayrıca
fotoğrafta insanların olmasını da gerektirmez.

Neden Sokak Fotoğrafçılığı?
Amatör ya da profesyonel hangi bilgi ve tecrübe seviyesinde olursa olsun insanları sokak
fotoğrafçılığına yönlendiren sebepleri sıralamak gerekirse;
Kolaydır
Fotoğrafçının sadece fotoğraf çekebileceği herhangi bir cihazla sokağa çıkması yeterlidir. Bu
hangi türden olursa olsun bir fotoğraf makinası da olabilir ya da tatmin edici sonuç alınabilecek
bir telefon kamerası da olabilir.

Zorlayıcıdır
Işığın her an değişme ihtimalinin olduğu, konularının durağan ya da hareket eden insanlardan,
objelerden oluştuğu, bazen oldukça tenha bazen de olabildiğince kalabalıklarla dolu ortamların
fon olarak kullanıldığı tüm bu bileşenleri fotoğrafik bir anlatımla bir araya getirmeyi gerektirir.
Bunların arasında fotoğrafçının yegane kontrol edebileceği; kompozisyonunu nasıl yapacağı ve
ne zaman deklanşöre basacağıdır.

Refleks geliştiricidir
Sokak fotoğrafı çekerken, diğer fotoğraf türlerinde daha sıkça kullanılan diyafram, enstantane
gibi parametreleri genel kabul görmüş aralıklarda tutmak pek mümkün değildir. Fotoğraf
makinası kelimenin tam anlamıyla vücudun bir uzantısına dönüşüp “an” için en uygun değere
çok kısa bir zamanda getirilebilmelidir. Ayrıca eğer fotoğrafın içerik olarak doğru ifadesine katkı
sağlayacaksa tüm teknik sınırlar zorlanabilmelidir. Pek tabii ki bunların mümkün olan en kısa
zamanda gerçekleştirilmesi kaçınılmazdır. Bunlara ek olarak, konuların neredeyse sonsuz
çeşitliliği içinde her türlü çekim için fotoğrafçının hem fiziksel hem de mantalite olarak hazır
olması da beklenmektedir.

Teknik geliştirir
Fotoğrafçı, kendi anlatımına en çok katkı sağlayacak çekim disiplinine ve tekniğine sahip
olmalıdır. Fotoğraf makinasının bir tripod üzerinde olmadığı, hayatın hızla akıp geçtiği sokakta,
doğru “an”ı yakalamak, netlik ya da netsizlik tercihlerinin yapılması, ışığın yönü, kontrastı gibi
teknik konular zaman içinde oturtulmuş teknik becerilerle şekillenmektedir.

Kendine güveni arttırır
Sokağa kendini bırakıveren ve fotoğrafının peşine düşen fotoğrafçı için en büyük mücadele
doğru kareyi yakalayabilmektir. Üstelik o karenin ne olacağı, nasıl olacağı ve ne şekilde
karşısına çıkacağı büyük bir bilinmezlik aynı zamanda heyecandır. Tüm bunları başkalarının
hayatına biraz gözlemci, çokça da sosyal röntgenci olarak şahitlik yaparken gerçekleştirmesi
gerekmektedir. Fotoğrafçı özgüven probleminin üstesinden geldikçe daha da yakından hayata
şahitlik etme konusunda pratiğini geliştirir.

Hayatı belgeler
Her ne kadar belgesel fotoğraftan farklılaşsa da bazı bakımlardan ortak paydaları paylaşır.
Bunlardan belki de en önemlisi fotoğrafın konusu ya da fonu olan sokağı, zaman-mekan ilişkisi
içinde izleyicisine kurgusuz aktarmış olması sokak fotoğrafının belge özelliğini ön plana çıkarır.
Özellikle aynı şehrin aynı sokaklarını mesken edinmiş fotoğrafçıların üretimi, hem o güne dair bir
anlatım hem de sonrasına dair bir miras olarak yerini bulmaktadır. Planlı ya da plansız
şehirleşme faaliyetlerinin de bu anlamda sokak fotoğrafçısı için ne denli büyük fırsatlara
dönüştüğünü anlamak için yaşanılan şehrin birkaç sene öncesi ile şu anı arasında küçük bir
kıyaslama yapmak bile yeterli olacaktır.

İçgörüseldir
Sokak fotoğrafçısı, sokağı, onunla var olan hayatı ve insanlarını anlama konusunda gayret
içinde olmalıdır. Daha ilk anından itibaren, fotoğrafa konu olan canlıların nasıl tepki
göstereceğinden, sokaktaki hayatın akışına ve belki de hemen bir sonraki hareketlerine kadar
fotoğrafçının hissedebilmesi, kendini hazır hissedebilmesi gerekmektedir. Ancak burada asıl
önemli nokta fotoğrafçının kendini ne kadar tanıdığı ve tanımladığıyla ilgilidir. Fotoğrafçının bu
kadar çok hayat “an”ı arasından seçip fotoğrafladıkları aslında kendisinin bir yansımasından
başka birşey değildir. Hayata nasıl baktığı, onu nasıl anlatmak istediği, hoşlandıkları,
hoşlanmadıkları konusunda oldukça önemli ipuçlarını barındırır. Bu anlamda ve bu yazının
sınırlarını aşmamak kaydıyla sokak fotoğrafçılığını bir içsel yolculuğa yakın tutmak mümkündür.

Tatmin edicidir
Sokak fotoğrafçılığının tatmini; -neredeyse tamamen- üretilmiş iyi fotoğraflarla
gerçekleşmektedir. Diğer türlerin aksine sokakta daha iyi ve daha hayatın içine girerek üretilmiş
fotoğraflar, sokak fotoğrafçısının az ünlü hatta ünsüz olmasını gerektirir. Elbette bu konuda
ikonik seviyede bilinen fotoğrafçılar vardır ancak burada dikkat edilmesi gereken konu; sokakta
çok tanınan bir fotoğrafçıya nisbeten az tanınan, hatta hiç tanınmayan bir fotoğrafçının ne denli
samimi ve kurgudan uzak karelere ulaşabilme esnekliğidir.
Yukarıda sıralanan nedenlerin herhangi biri bile fotoğrafçı için makinasıyla sokağa çıkıp
herhangi bir mevsim, zaman ya da saatte, şehrin herhangi bir noktasında, her türlü hiyerarşik
yapıdan uzak, sınıf ayrımının neredeyse ortadan kalktığı karelere ulaşma konusunda motive
edicidir.

Hakan Yaşar